Sosyal Medya Belası
Müslüman Türk toplumunun aile yapısını değiştirmeden hedeflerine ulaşılamayacağını çok iyi bilen şeytani düzenin kurucuları zaman zaman doğum kontrol yöntemlerini denediler, zaman zaman çalışma ortamlarını kullanmayı hedeflediler, zaman zaman dindar kisveli insanları kullanarak kadının eşya, cinsel obje, keyif ve kuluçka makinası olarak görülmelerini sağlattılar.
Zaman zaman her güne özel bir anlam yükleyerek ticari pazarlarına alet ettiler. Cinsel özgürlükte sınır tanımayan ve gayrimeşru ilişkili tv. dizileriyle (üstelikte yandaş medyaları eliyle bile), karmaşık ilişki modelleriyle, demografik yapıları da değiştirmek suretiyle toplumları uzaktan kumandayla patlatabilecek birer canlı bombaya dönüştürdüler.
Taşeronluğunu yaptırdıkları iktidar, stk. vb. kurumlar nedeniyle de boşanmaların rekor seviyede arttığı, çocuk yapma oranının düştüğü, özgürlük çığlıklarının ortalığı çınlattığı, evlenme oranının çok ciddi boyutlarda eksildiği veya evlenme yaşının da oldukça yükseldiği model ülkeler haline getirdiler. Sosyal medya aracılığıyla sunulan özendirici hayatlar, özenti oluşturan yaşam kaliteleri, sınırsıza yakın cinsel özgürlük arayışları, girift aile ilişkileri takdim edile edile; nesiller ve toplum düzeni tahrip edilmektedir.
Sunulan bu arz modeli nedeniyle evli çiftler de; “Biz niçin böyle değiliz” düşüncesine ve tartışmalara nedenler oluşturulmuş ve Sosyal medyanın sunuluş biçimi nedeniyle de sadakatsizliğe erişim daha kolaylaştırılmış ve özellikle mutsuz evlilikler için de, mutluluğu arama aracı haline getirilmiş bulunmaktadır. Nihayetinde de çiftler arasında şüphe tohumları ekilmiş ve güven bunalımına zemin hazırlattırılmıştır.
Eskiden kumanda elden ele düşmezken, konuşma yerini sessizliğe bırakmışken, şimdi hemen hemen herkes tellere kapanmış bulunmaktadır. Zaten yaygınlaştırılmasının ana gayesi; eşlerin ilgilerini dağıtmalarını sağlamak ve bireyselleşmenin de önünü açmaktı. Amerika’da Elitlerin yaşadığı Silikon Vadisinde akıllı tahtanın yasak olduğunu çocukların 15 yaşına kadar sosyal medyadan uzak tutulduğunu da belki bilmiyorsunuz bile. Hedef toplumları ve bireyleri maskeli baloların en çılgınlarının ortasına çekmekti.
Bunda da işbirlikçileri vasıtasıyla muvaffak oldular ve sonuçları da ortada. Paramparça edilmiş aileler, pamuk ipliğine bağlı yuvalar, kumara özendirilen çocuklar, uyuşturucu sevdiriciliği, kovboylara özendirme, erotizm fantezileri vb. enjeksiyonlarla ipnotize edilmiş toplumlar ve bireyler. Eee çözüm ne diyeniniz olabilir. Devletin görevi insanların Akıl emniyetini, nesil emniyetini, can emniyetini, mal emniyetini ve din emniyetini sağlamak olmalıdır. Bu temel emniyetlerin garantisi olmak zorundadır. Kötülüğe giden yolları tıkamak ve engellemektir. Tamamen maske üzerinde maskelerin takılı olduğu sosyal medya çılgınlığına karşı da toplumunu korumak zorundadır.
Sosyal Medya Belası
Müslüman Türk toplumunun aile yapısını değiştirmeden hedeflerine ulaşılamayacağını çok iyi bilen şeytani düzenin kurucuları zaman zaman doğum kontrol yöntemlerini denediler, zaman zaman çalışma ortamlarını kullanmayı hedeflediler, zaman zaman dindar kisveli insanları kullanarak kadının eşya, cinsel obje, keyif ve kuluçka makinası olarak görülmelerini sağlattılar.
