Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

MEHMET TAŞTEKİN : BİRAZ DA NOSTALJİ

Hani şarkı da diyor ya; “ben köyümü özledim, hem annemi, hem babamı, ben köyümü özledim.” Diye tamamen doğal, dilden dile, söylene söylene anonimleşmiş, anonim müziklere de hasret kaldık.

Hani şarkı da diyor

MEHMET TAŞTEKİN : BİRAZ DA NOSTALJİ
Hani şarkı da diyor ya; “ben köyümü özledim, hem annemi, hem babamı, ben köyümü özledim.” Diye tamamen doğal, dilden dile, söylene söylene anonimleşmiş, anonim müziklere de hasret kaldık.
Eskiden koskoca bir ilde, ilçede ya bir deli olurdu ya da iki. Onlarda atak mizaçlı oldukları için lakapları deli olarak anılan kişilerdi. Şimdilerde deliren delirene çıldıran çıldırana. Elazığ’da hastaneden 400 civarı deli kaçıyor, 600 küsür içeri giriyor.
İşin aslı; ekşiye de, eskiye de, doğal olan her şeye de hasret kaldık.
Nerede o pınardan kendiliğinden çıkan buz gibi sular? Nerede inek, keçi sütü?
Tere yağı, kömüş yoğurdu, külde patatesi, Çıralı çamdan yayığı, Külden, kilden sabunu, Çamurdan çizmesi, Çamdan beşiği nerde, kaşığı nerde?
Özü alınmamış su değirmeni unu, Mis gibi külde, tavada pişen ekmeği, Çayırda otlayan kuzunun eti, tavuğun doğal yumurtası nerde?
İnsanın bağrından söylediği ana sözüne, emmi hitabına, gardaşım lafına ne oldu?
Şimdilerde analar-mama, babalar-papa, evlatlar-beybi, teyze dayı çocukları oldu kuzen. Canikolar, salamanjeli salonlar, vestiyer, jartiyer, jambonlar, kolalar, molalar, jikletler, cipsler, daha neler neler dillerde perseng oldu. Hatta kadınlar erkek olma, erkekler kadın olma yarışında.
Başka mı? Bakın daha neler neler olmuş?:
İşinin başına gidecek Adam; belediye otobüsüne, metroya bindikten sonra ezanlar daha yeni okunmaya başlarsa,
Gecenin bir yarısı eve geldiğindeyse zaten çocuklarını uyumuş bulursa,
Uyumamışlarsa da Hanımının-kızının birinin elinde kumanda, birinde cep telefonu, oğlan pc başında uyuyakalmış olursa,
Talepler de gelmeye başlarsa; Yardımcı kitap parası, kapıcı parası, ev kirası, kontür yüklemesi, kredi taksidi, koltuk değişimi, fön çekimi, manikür, pedikür parası, kahvaltıya gelecek arkadaşlara mahcup olmamak sevdası, Evde kedi mırıltısı, holde köpek hırıltısı, odada oynama şıkırtısı, mutfakta tencere tabak takırtısı da bitmezse.
Hanıma bağırsa polis gelecek, kızın saçını çekse, aile bakanlığı kapıda bitecek, oğlana kızsa evi terk edecek. Derdini anlatsa dinleyen yok. Dinleseler de yapacak bir şey yok. İnsan değil de makine bile olsa; o da, yağ ister, su ister, gaz ister, mazot ister. Adam kafayı nasıl yemesin?
İnsanımız koşmaktan, koşuşturmaktan, maşallah turptan bile sağlammış ki hala umut peşinde. Hala sıyırmamış kafayı. Dolmuşa yetişeyim diye sabah ayakkabının bağını bile yolda bağlamakla meşgul. Ne bu ya.!
Haklısınız. Kim bu eski kafalı diyor belki bana bazılarınız. Gerçekten de öyle: epeyce eski kafalıyımdır. Bit Pazarına nur yağmasa da, şimdilerde kuşaklar arasındaki uçurum ve çatışmanın sebep ve sonuçlarını anlamaya, küresel çetelerin yeni yeni oyunlarını çözmeye, kartları, hesap kitap, teknoloji, yeni yeni manasını bilmediğim terimleri de öğrenmeye çalışıyorum. Şahsım adına ben en fazla neyi özledim biliyor musunuz?
Tanıdığım, güvendiğim bir çok insanın, tanımadan önceki o eski yüzlerini özledim.
Yangında yarışılan, bayramda barışılan, hayırda buluşulan günleri özledim.
Daldaki eriği, bahçede öten kuşu, kazma kürek yaktıran kışı, boyasız saçı, ağrısız dişi, belasız başı, yerinde taşı özledim.
Ah! Ah! Zamanı geriye çevirebilme şansı bir olsa; Ben biliyorum yapacağımı ama çaresi yok.
Farkında mısınız bilmem ama; deliren delirene, çıldıran çıldırana, cinnet getiren getirene.! Toptan oynatmaya da çok az kaldı çok.!
Nostalji bahane: İşimiz çok zor. Allah aklımıza mukayyet olsun.!