YANGIN VAR YANGIN – TUZ DA; HA KOKTU HA KOKACAK

YANGIN VAR YANGIN – TUZ DA; HA KOKTU HA KOKACAK

Geçen sene yazdığım bir yazı vardı. Rastlayınca tekrardan yayınlamak istedim:
“Geçen gece akşam haberlerinde çok ilginç bir haber izledim. Bir kamyon kaza yapıyor. Yükü bayram şekeri olan bir kamyon yoldan çıkıp kaza yapıyor, yükü olan şekerler etrafa saçılıyor ve kamyonun şoförü de aracın içinde sıkışmış durumdaydı.

İnsanlar koşarak geliyorlar. Yüzlerce insan. Sanırsınız ki kamyonda sıkışan şoförü sıkıştığı yerden kurtaracaklar ve sanıyorsunuz ki bu Milletin değerleriyle, yardımlaşma ve dayanışma ruhuyla kazaya yardım edecekler.

Üzülsem mi, utansam mı ben de bilemedim. O kadar insan, yüzlerce insanın kaza falan umurunda değil, ganimet malı gibi şeker toplamakla meşguller. Ana baba günü gibi. Kimisi bulduğu kovalara, kimisi bulduğu çuval benzeri örtünün üzerine onlarca kilo şeker toplamış. Yiyeceğin bir kilo bayram şekeri. 30-40-50 kilo ve daha fazlası şekeri üstelikte parasıyla satın almış gibi kaza mahallinden araklayarak toplamak akıl alacak gibi değil.

Bu insanlara ne olmuş dedirten manzara. Üstelik te Ramazan ayında. Pes doğrusu.
Bu Milletin ordusu düşman beldelerinde, savaş anlarında bile içinden geçtiği üzüm bağından bir tane üzüm koparmadan geçerdi. O zaferler; kılıçla, duayla, imanla, inançla, emin, güvenilir ve adaletli olmakla kazanılırdı.

Hangi kanalı açsanız: Kavga, gasp, güçsüze dayak, bıçak çekme, kadına şiddet, cinayet, etiket rezaleti, uçuk kaçık fiyatlardan mal satışı. Artan madde bağımlılığı ve intihar vakaları. Uçkur ve aldatma rezaletleri. Buna dayalı olarak yaşanan aile faciaları. Allah korkusu da neredeyse hiç kalmamış gibi.

Ne oluyor bize gerçekten ne oluyor. Çalan çalana, talan eden, talan edene. (Türlü bahanelerle ürünlerine kafasına göre zam yapan yapana. Kiralar ve bir çok ürünün fiyatı aynı freni patlamış araba gibi) Kim ne bulursa kapıyor, haram helal bakılmaz oldu. (Büyük marketleri eleştirenler onları da aratır oldu.) Mutluğu evinde, helalinde araması gerekenler yasak ilişkiler peşinde. “Eskiden Devletin malı deniz, yemeyen domuz” diye söyleyenleri eleştirenler, eskileri de aratır oldu. Gereğini yapmaları gerekenler etkisiz mi, sessiz mi anlayabilene aşkolsun.

Bu sokak çıkmaz sokak beyler.
Sivri sineklerin bu kadar çoğalmasında gerçek neden ne? Merak etmiyor mu kimse? Avrupa’nın laboratuvar ülkesi olursak bu son kaçınılmaz olur. Bu toplum bu hale kolay gelmedi.
Aklıma Lut kavmi, Ad kavmi, Semud kavmi geldi. Onların helak olma gerekçeleri geldi. Allah sonumuzu hayr eylesin.

Din ve Devlet adamları, Eğitimciler, Sivil toplum kuruluşları; bu toplumun inşaasındaki yanlışlıklara sessiz kalırsanız, Nuh’un gemisinin kurtuluş mekanı olduğunu haykırmazsanız, daveti Nuh’un gemisine (Hazreti Muhammed’in Kuran Ahlakına, Erdemli bir insan topluluğu oluşumuna) yapmazsanız, bu sel sizlerin de nesillerinden (Lut’un hanımı gibi, Nuh’un hanımı ve oğlu gibi) daha çok insanı ancak Cehennem’i Zümera’ya yolcu yapar.

Dumanlar, yangının habercisidir. Yangın büyümeden, söndürülemeyecek hal almadan herkes Allah için göreve.

Et kokarsa tuz ekerler de, Tuz da ha koktu ha kokacak.

Mehmet Taştekin