Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

NE ACI DEĞİL Mİ?

NE ACI DEĞİL Mİ? Son günlerde; Şeytana hizmet eden Batı’da, Kutsal Kitabımız Kuranı Kerimi yakma furyası başlatıldı.

NE ACI DEĞİL Mİ?

NE ACI DEĞİL Mİ?

Son günlerde; Şeytana hizmet eden Batı’da, Kutsal Kitabımız Kuranı Kerimi yakma furyası başlatıldı.

Siyonizmin öncelikli hedefi zaten Müslümanları Allah’ın Kitabından uzaklaştırmak ve  ümmeti bölüp parçalayıp idare etmekti. O’nun hükümlerinin dünya nizamı olarak uygulanmasına mani olarak zulüm ve gözyaşıyla insanlığı idare etmektir.

Bunda zaten büyük ölçüde de muvaffak oldular. Kuranı Kerim: Manası bilinmeyen, mezarlıklarda ve özel zamanlarda dua olarak okutulan bir başucu kitabına dönüştürüldü. Hatta insanlar anlayamaz diyerek araya aracılar da yerleştirilip bazı ayetler gizlenerek, bazı ayetlere başka başka anlamlar yüklenerek hatta bazı rüya ilhamlarıyla Kuran’ı gölgede bırakan binlerce başucu kitabı yazdırtılıp ümmet binlerce, on binlerce parçaya böldürtüldü.

Şimdilerde de aldıkları mesafeyi test aşamasına geçtiler. Kitabın görünür ciltli haline bile tahammülsüzlük aşaması olan yakma aşamasına geçtiler. Ne acı değil mi? Buğz edeni bile kalmayan bir ümmet olduk. Bakın dedelerimiz nasılmış?

Tarihten bir yaprak açarak yazıya başlayacağız. Kanuni Sultan Süleyman Döneminde Topraklar çok genişlemiş Almanya sınırına kadar dayanmıştı. Almanlarla Fransa’nın arası iyi değildi ve zaten Osmanlı böyle bir Hristiyan  birliğinin kurulmasını istemiyordu.

Fransa’yı her başı sıkıştığında Avrupa’da, Akdeniz’de ve ticarette kolluyor Fatihin Venediklilere sağladığı ayrıcalıkları  onlardan alıp Fransızlara veriyordu. Böylelikle Fransa üzerinde de söz hakkına sahip olunuyordu.

Kendileri ekonomik olarak refahı yaşayıp, sırtını da O zamanın süper gücü Osmanlı’ya dayayan Fransızlar; Fransa sarayında dans (bazı kaynaklarda Bale olduğu da söylenmektedir ) adındaki yeni bir eğlence şekli bulmuştular.  Ve bu durum etrafta zevk sefa içinde yaşayan bir halka yardım edildiği için Osmanlı içerisinde huzursuzluğa da sebep olmaktadır. Bu durum Kanuni’nin kulağına gelince aşağıdaki mektubu Fransua’ya  yazar.

Ey Fransa kralı Fransua!: Sefiri kebirimden aldığım Mazhara göre; malumatım oldu ki memleketinde dans namında ala melle-innas Fuhşiyat ve lubiyat yapıyormuşsun. İş bu name-i hümayunumun eline vusulünden itibaren bu melanet ve rezalete son vermediğin taktirde Orduyu hümayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum. Kanuni Sultan Süleyman.

Korkudan mıdır ? Yoksa diplomatik olarak doğacak sonuçtan mıdır? Net olarak bilinmez ama sonucunda: Fransa’da 100 seneye yakın bir zaman diliminde dans yapılmamıştır.

O zaman Kapımızda bize el açanlar şimdi Avrupa birliğinde söz sahibi olup bizi Barbarlıkla Suçlamakta ve birlikte istemediği gibi (gerçi ben de böyle bir AB üyeliği istemiyorum ama) ülkemiz aleyhine faaliyet yürüten  bölücü mihraklara kucak açmakta, Peygamber efendimize de hakaret edilmesine göz yummaktadırlar, Kuranı Kerimin yakılmasına da.  Ne acı değil mi?

İt derisinden post olmadığı gibi kefereden de Müslümana dost olmuyor. Sözün bittiği yer ile Allah’ın sözleri ile bitirelim:

Maide 51: Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

Bakara 120: Sen onların dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da senden asla memnun kalmayacaklardır. De ki: “Asıl doğru yol ancak Allah’ın yoludur.” Eğer sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyarsan, bilesin ki artık Allah sana ne dost ne de yardımcı olacaktır.

Selam ve dua ile.

Mehmet Taştekin